Yaşlara Göre Beyin Gelişimi
İnsan beynini hep komplike bir yapı olarak düşünürüz ve gerçekten de insan beyninin çalışma mekanizmaları karmaşıktır. Her yaş için bu mekanizmalar farklılık gösterir. Değişimlere adapte olabilme kapasitesi ve değişimler için gösterilen efor her yaş ve kişiye göre değişkenlik gösterir. Beynin yapısını ve işleyişini tanımlamak için National Scientific Council on the Developing Child 20 sene önce “beyin mimarisi” tanımını kullanıyor. Ben de yazımın devamında bu metaforu kullanıyor olacağım. Beyin mimarisi, beynin farklı bölgelerindeki bireysel nöronlar arasındaki milyarlarca bağlantıdan oluşur. Beyin mimarisinin oluşmasında özellikle çocuklukta yaşanılan deneyimler etkilidir ve bu deneyimler, çocukların gelecekteki tüm öğrenme süreçleri ve davranışlarının şekillenmesinde de önem arz eder.
Beynin temel mimarisi, yaşamın erken dönemlerinde başlar ve yetişkinliğe kadar devam eden bir sürece sahiptir. Daha basit devreler önce gelir ve daha sonra üzerlerine daha karmaşık beyin devreleri inşa edilir. Genler ve deneyimler bu inşa sürecinin önemli iki bileşenidirler. Birlikte beyin mimarisini şekillendirirler ve ardından gelen tüm öğrenme, sağlık ve davranış tipleri için sağlam veya kırılgan bir temel oluştururlar.
En başta, sinirsel bağlantılar ve beceriler oluşur; ardından daha karmaşık beceriler gelişir. Harvard Çocuk Gelişim Merkezi’nin araştırmasına göre, doğumdan sonraki ilk birkaç yılda, her saniyede 1 milyondan fazla yeni nöral bağlantı oluşur. Bu süreç oldukça dinamiktir ve devam eder. En önemli bağlar ise erken oluşanlardır çünkü daha sonra oluşan bağlantılar için ya güçlü ya da zayıf bir temel sağlarlar. Bu bağların oluşumu ve gelişimi sürecindeki önemli bir bileşen, çocukların ebeveynleri veya bakıcısı ile arasındaki etkileşimdir. Ailenin çocukla iletişimi, iletişimde ne kadar güven yarattığı ve çocuğun sorularına nasıl cevaplar verdiği kritiktir.
Bilişsel, duygusal ve sosyal kapasiteler yaşam boyu ayrılmaz şekilde bir bütündür. Beyin, son derece entegre çalışan ve tüm kapasitelerin birbiri ile bağlantılı çalıştığı bir yapıdır. Duygusal ve sosyal yeterlilik, bilişsel yetenekler için güçlü bir temel sağlar ve beyin mimarisini oluşturan ilk yapı taşlarıdır. İlk senelerde oluşan tüm duygusal ve fiziksel sağlık, sosyal beceriler veya bilişsel-dilsel kapasitelerin tümü; okuldaki veya iş yerindeki başarıyı getirmektedir.
Yaşamın erken dönemlerindeki olumsuz deneyimler de beyin mimarisine zarar verebilir ve bu deneyimlerin olumsuz etkileri de hayat boyu sürebilir. Bu durum ise öğrenme süreci, davranış gelişimi, fiziksel veya zihinsel sağlık anlamında yaşam boyu sorunlar yaratabilir. Örnek olarak ‘’stres’’ duygusunu inceleyebiliriz. Stres, hayatımızın çok doğal bir parçasıdır. Stres tepkisinin yaşanması, vücudu tehditlerle başa çıkmaya hazırlar. Fakat stresli süreçler, destekleyici etkenlerle beraber yaşanmadığında, etkilere sahip olmaması gibi nedenlerle yüksek seviyelerde aktif kaldığında toksikleşir ve nöral bağlantıların gelişimini bozabilir. Nöral bağlar ise beyin mimarisinin oluşumunda çok önemlidir.
Çocukların yaşadıkları farklı deneyimlere adapte olma hızı, küçük yaşlarında çok daha yüksektir. Küçük yaşlarda, yabancı bir ülkeye giden çocuğun dil öğrenmek için hiçbir çaba göstermemesi ve çok kısa sürede dili benimsemesi buna bir örnektir. Yaş ilerledikçe, bu gibi değişimlere adapte olabilmek için gösterdiğimiz efor da artmaktadır.
Jean Piaget’in Bilişsel Gelişim Teorisi, bu alandaki en popüler teorilerden biri, çocukların zihinsel gelişimin dört farklı aşamasından geçtiğini öne sürüyor. Piaget’in bahsettiği aşamalar şunlardır;
1- Duyusal motor evresi: 0 ila 2 yaş arası
2- İşlem Öncesi Dönem: 2 ila 7 yaş arası
3- Somut işlem dönemi: 7 ila 11 yaş arası
4- Soyut işlem dönemi: 12 yaş ve üstü
1- Duyusal motor evresi: 0-2 yaş
Bu dönemde meydana gelen bilişsel gelişim, nispeten kısa bir süre içinde gerçekleşir ama ciddi bir büyüme içerir.
● Bebek dünyayı hareketleri ve duyuları aracılığıyla tanır.
● Çocuklar dünyayı emme, kavrama, bakma ve dinleme gibi temel eylemler yoluyla öğrenirler.
● Bebekler nesnelerin görülmese de var olmaya devam ettiğini öğrenirler.
● Eylemlerinin, çevrelerinde bir şeylerin olmasına neden olabileceklerinin farkındadırlar.
2- İşlem Öncesi Dönem: 2 ila 7 yaş arası
Çocuklar, gelişimin bu aşamasında hayali oyunlarda çok daha yetenekli hale gelirler ancak etraflarındaki dünya hakkında çok somut düşünmeye devam ederler.
● Çocuklar sembolik olarak düşünmeye başlar ve nesneleri temsil etmek için kelimeleri ve resimleri kullanmayı öğrenirler.
● Bu aşamadaki çocuklar benmerkezci olma eğilimindedir ve olayları başkalarının bakış açısından görmek için mücadele ederler.
● Dil gelişiminin temelleri önceki aşamada atılmış olabilir, ancak gelişimin işlem öncesi aşamasının en önemli özelliklerinden biri dilin ortaya çıkmasıdır.
- Dil ve düşünme konusunda daha iyi hale gelirken, yine de olayları çok somut terimlerle düşünme eğilimindedirler.
3- Somut İşlem Dönemi: 7 ila 11 yaş arası:
Çocuklar gelişimin bu noktasında düşüncelerinde hala çok somut ve gerçekçi olsalar da, mantığı kullanmada çok daha usta hale gelirler. Çocuklar diğer insanların bir durumu nasıl görebileceklerini düşünmede daha iyi hale geldikçe önceki aşamadaki benmerkezcilik kaybolmaya başlar.
● Bu aşamada çocuklar somut olaylar hakkında mantıklı düşünmeye başlarlar.
● Koruma kavramını anlamaya başlarlar. Örneğin, ‘’Kısa, geniş bir kaptaki sıvı miktarı; uzun, ince bir bardaktaki sıvı miktarına eşittir.’’ ifadesi gibi.
● Düşünceleri daha mantıklı ve organize ancak yine de çok somut olur.
● Çocuklar endüktif mantığı kullanmaya veya belirli bilgilerden genel bir ilkeye doğru akıl yürütmeye başlarlar.
4- Soyut İşlem Dönemi: 12 yaş ve üstü
Piaget’in teorisinin son aşaması, mantıkta bir artış, tümdengelimsel akıl yürütme yeteneği ve soyut fikirlerin anlaşılmasını içerir. Bu noktada, insanlar sorunlara birden fazla potansiyel çözüm görme ve etrafındaki dünya hakkında daha bilimsel düşünme yeteneğine sahip olurlar.
● Bu aşamada, ergen veya genç yetişkin soyut düşünmeye ve varsayımsal problemler hakkında akıl yürütmeye başlar.
● Soyut düşünceler ortaya çıkar.
● Gençler, teorik ve soyut akıl yürütme gerektiren ahlaki, felsefi, etik, sosyal ve politik konular hakkında daha fazla düşünmeye başlar.
● Tümdengelim mantığı veya genel bir ilkeden belirli bilgilere akıl yürütmeye başlarlar.
Piaget’nin teorisi, nicel bir gelişim sürecinden bahsetmez, yani çocuklar yaşlandıkça entelektüel birikiminin nicel bir şekilde ilerlediğini söylemez. Bunun yerine, dört aşamanın kademeli olarak gerçekleştiği ve bunun aslında düşünce biçiminin niteliksel bir ilerleme olduğunu söyler. Yani, çocuk büyüdükçe yalnızca bilgi artışı beklenmemelidir, bunun yanında nasıl düşündüklerinde de bir değişim vardır. Çocuklar yaş aldıkça akıl yürütmeleri, teorik konular hakkında konuşmak ve soyut düşünceler hayatlarının ayrılmaz bir parçası olmaya başlar.
Tüm bunlar bir yana, çocukların gelişimlerinde ilk beş yaş gerçekten kritiktir. Beyin gelişiminin
çocuk beş yaşına geldiğinde tamamlandığına dair çok yaygın bir görüş olsa da Harvard Gelişim Merkezi Direktörü Jack Shonkoff bunun gerçeği yansıtmadığını söylüyor. Her yeni kazanımın beyin gelişimine katkı sağladığını ve bu sürecin durmadığını anlatıyor. Bu noktada, çocuklarımızın her yaş aralığı için gerekenleri anlamak ve o dönemlere uygun oyunlar oynamak, onların ihtiyaçlarını anlamak önemlidir.
Kaynaklar:
https://developingchild.harvard.edu/science/key-concepts/brain-architecture/
https://www.verywellmind.com/piagets-stages-of-cognitive-development-2795457
https://devhcdc.wpengine.com/resources/the-brain-architects-podcast-brain-architecture-laying-the-foundation/